28 Mart 2011 Pazartesi

SAĞLAM BİR HƏYAT ÜÇÜN BƏSLƏNMƏ TƏKLİFLƏRİ

Aləmləri yoxdan var edən uca Allaha qulluq etməklə öhdəçilikli olan insan, eyni zamanda özünə  əmanət edilən bədəninə də ən gözəl şəkildə baxmaqla öhdələnmişdir.
 
Unudulmamalıdır ki gümrahlıq və sağlamlıq, Uca Allahın bizlərə təqdim etdiyi ən böyük nemətlərdəndir. Bir insanın özünə əmanət olan bədənini xəstəliklərdən qoruyaraq, hərəkəti duasını yerinə yetirərkən bəslənmə mövzusunda əhəmiyyətlə diqqət yetirməsi lazım olan bəzi nöqtələr var. Tibb dünyasının üzərində həmfikir olduğu bu bəslənmə təkliflərindən bəziləri bunlardır:
 
Heyvan yağlarından uzaq durun. (Kərəyağı-marqarin kimi.....)
Bol miqdarda tərəvəz və meyvə yeyin. (Gün boyunca hətta yeməkdən əvvəl belə yeyə bilərsiniz.)
Duz istifadəsinə diqqət yetirin. (Yeməkləri duzsuz bişirə bilərsiniz.)
Tez-tez ancaq az miqdarda yemək yeyin.
 
Geç vaxtda yemək yeməyin. Mümkünsə gecə 21:00-dən sonra yemək yemə vərdişinizdən imtina etməyə çalışın.

Kuranda İşaret Edilen Misafir Ağırlama Adabı

Kuran ahlakını benimsemiş bir mümin için misafir ağırlamak değerli bir ibadet ve güzel ahlakın ortaya konulabileceği fırsatlardan birisidir. Bu nedenle müminler, çoğu cahiliye insanının aksine misafiri güzellikle karşılarlar.
Cahiliye toplumunda misafir, çoğu kişi tarafından genellikle maddi ve manevi bir külfet olarak algılanır. Çünkü insanlar bu ağırlamayı Allahın rızasını kazanacak ya da güzel ahlak sergileyecek bir ortam olarak değil, toplumsal bir gelenek ya da sosyal bir zorunluluk olarak yerine getirirler. Bu konuda ancak ve ancak menfaat sağlama ihtimali onlar için şevklendirici olur.
Bu konuda Kuranda dikkat çekilen noktalardan biri, misafire sunulacak olan manevi güzelliğe ilişkindir. Mümin, ağırlayacağı kimselere öncelikle saygı, sevgi, huzur ve güleryüz sunar. Bunlar olmadan yalnızca ikrama dayalı bir ağırlama hoşnut edici olmaz. Kuranda öncelikle manevi güzelliğe önem verilmesinin vurgulandığı ayetlerden biri Nisa Suresinde yer alır:
Bir selamla selamlandığınızda, siz ondan daha güzeliyle selam verin ya da aynıyla karşılık verin. Şüphesiz, Allah herşeyin hesabını tam olarak yapandır. (Nisa Suresi, 86)

Nezaket Anlayışı

Kuranda işaret edilen konulardan biri, müminlerin son derece nezaketli olmalarıdır. Ancak bu nezaket anlayışı, halk arasında bilindiği şeklinden oldukça farklıdır. Her insanın ailesinden, çevresinden öğrendiği ve daha sonra da eğitimine, kültürüne göre şekillenen bir nezaket anlayışı vardır. Ancak bu, toplumun her kesimine ve her kültür yapısına göre değişiklik gösterir. Kuran ahlakıyla kazanılan nezaket anlayışı ise bunların tümünün üzerindedir. Herşeyden önce böyle bir nezaket anlayışı kişilere, ortama ve şartlara göre değişmez. Kuranın nezaket anlayışını yaşayan mümin, karşısındaki insanı hataları olsa da Allahın bir kulu olarak görür ve konuşma üslubu, davranışları son derece nezaketli olur. İnsanlara karşı patavatsız bir tavır göstermekten, her türlü kabalıktan, nezaketsizlikten uzak durur. Allah Kuranda insanlara karşı iyilikle davranmayı, güzel söz söylemeyi teşvik etmiştir:
Hani İsrailoğullarından, Allahtan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz. (Bakara Suresi, 83)

Allahın Tavsiye Ettiği Ses Tonu

Bir insanın olumlu ve dengeli bir karakter yansıtmasında, yürüyüşü kadar kullandığı ses tonu da önemli bir yer tutar. Sesin olumlu ya da olumsuz yönde kullanılabilmesi tamamen kişinin sahip olduğu ahlakla doğru orantılı bir konudur. Allahın mümin kullarına bu konudaki tavsiyesi, Kuranda Hz. Lokmanın ağzından şöyle aktarılır:
 Sesinden de (yüksek perdeleri) eksilt. Çünkü, seslerin en çirkin olanı gerçekten eşeklerin sesidir. (Lokman Suresi, 19)
Ayetteki örnekte bahsedildiği gibi, bağırarak konuşan bir insanın karşı tarafta oluşturduğu etkinin olumlu olması beklenemez. Yüksek bir sesle, bağırarak konuşmak hem yorucu, hem de rahatsızlık verici bir tavırdır. Allah böyle bir sesi eşek sesine benzeterek bu konuya dikkat çekmiştir.

Kuranda Tavsiye Edilen Yürüyüş Modeli

Kibirli insanlar kendi üstünlük iddialarını ne kadar fazla vurgularlarsa, toplum içerisinde o kadar çok takdir toplayacaklarını zannederler. Bunun için yürüyüş, konuşma, bakış gibi hareketlerinde abartılı ve dikkat çekici tavırlara başvururlar. Söz konusu insanların özellikle yürüyüş şekillerinde bu iddianın izlerini görmek mümkündür.
Allah, Kuranda böbürlenerek yürümenin çirkin bir davranış olduğuna, Hz. Lokmanın oğluna verdiği öğütleri anlatan ayetlerde dikkat çekmiştir:
İnsanlara yanağını çevirip (büyüklenme) ve böbürlenmiş olarak yeryüzünde yürüme. Çünkü Allah, büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez. (Lokman Suresi, 18)
Bir başka ayette de müminler böbürlenerek yürümekten şöyle sakındırılırlar:
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; çünkü sen ne yeri yarabilirsin, ne dağlara boyca ulaşabilirsin. (İsra Suresi, 37)

Hareket Etmenin, Yıkanmanın ve Su İçmenin Sağlık Kazandırıcı Yönü

Kuranda dikkat çekilen davranışlardan biri de, Hz. Eyüe gelen bir vahyi anlatan ayetlerde gizlidir:
Kulumuz Eyyubu da hatırla. Hani o: Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azap dokundurdu diye Rabbine seslenmişti. Ayağını depret. İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su,diye vahyettik). (Sad Suresi, 41-42)
Hz. Eyüpe şeytanın vermiş olduğu sıkıntı ve rahatsızlığa karşılık Allahın bildirdiği tavsiyelerden biri ayağını depretmesidir. Ayette geçen bu ifade hareket etmenin, spor yapmanın faydalarına işaret ediyor olabilir.
Spor esnasında, özellikle bacak kasları gibi uzun kasların hareket ettirilmesi (izometrik hareketler) ile kan dolaşımı hızlanır, hücrelere giden oksijen miktarında artış olur.

Yiyeceklerin Temiz Olması

Müminlerin, bu ahlaklarının bir gereği olarak titizlik gösterdikleri bir başka konu da yiyeceklerin temiz olanlarını seçmeleridir. Bu, Allahın Kuranda müminler için bildirmiş olduğu bir emridir. Bu konuya dikkat çeken pek çok ayetten birkaçı şöyledir:
Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden yiyin (dedik)... (Bakara Suresi, 57)
Ey insanlar, yeryüzünde olan şeyleri helal ve temiz olarak yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara Suresi, 168)
Allah müminlerin temiz yiyecekleri seçtiklerine Ashab-ı Kehften bahsettiği kıssada da işaret etmiştir. Ayetlerde Kehf ehlinin alışverişte temiz yiyeceklere yöneldiği şöyle haber verilmiştir:
 Dediler ki: Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir; şimdi birinizi bu paranızla şehre gönderin de, hangi yiyecek temizse baksın, size ondan bir rızık getirsin (Kehf Suresi, 19)
Bu konu, Kuranda tavsiye edilen yiyecekler bölümünde daha geniş bir biçimde incelenecektir.